Müslümanlarda Değişim: Namaz Aynı, İnsan Farklı Roger Garaudy’nin Perspektifinden Bir Değerlendirme

300 yıl önce Müslümanlar, dünya sahnesinde güçlü bir medeniyetin temsilcisiydi. Bilimde, sanatta, felsefede ve ticarette önderlik ederken, aynı zamanda namazlarına devam ediyorlardı. Bugün de Müslümanlar namaz kılıyor, ancak dünya üzerindeki yerleri bambaşka bir noktada. Fransız düşünür Roger Garaudy’nin ifade ettiği gibi, “Namazda bir değişiklik yok, ama Müslümanlarda bir değişiklik var.” Peki, bu değişim nedir?

Namazın Sabitliği, İnsanların Değişimi

Namaz, İslam'ın en temel ibadetlerinden biri olarak 1400 yıldır aynı şekilde devam ediyor. Hareketler, dualar ve anlam hiç değişmedi. Fakat namaz kılan insanın zihniyeti, duruşu ve dünyaya bakışı değişti. Garaudy’nin bu sözü, Müslümanların yalnızca ibadetle değil, medeniyetin diğer unsurlarıyla da dengeli bir ilişki kurmasının gerekliliğini hatırlatıyor.

300 yıl önceki Müslüman toplumlar, Kur’an ve sünneti yalnızca ritüel bir bağlamda değil, hayatın tüm alanlarında rehber ediniyordu. İlmi araştırmalar, sosyal adalet, üretim ve paylaşım konusunda aktiflerdi. Bugün ise, namaz devam ederken bu alanlardaki etkiler kaybolmuş gibi görünüyor.

Medeniyetin Gerilemesi: Nedenler ve Sonuçlar

Müslüman toplumların gerilemesinin nedenleri üzerinde pek çok düşünür kafa yormuştur. Garaudy’nin eserlerinde de sıkça vurguladığı üzere, bu gerilemenin ana sebepleri arasında;

  • İlimden Uzaklaşma: Bir zamanlar matematik, astronomi, tıp gibi alanlarda öncü olan Müslümanlar, bilgi üretiminden kopmaya başladı.
  • İç Çatışmalar: Mezhepçilik ve siyasi bölünmeler, enerjinin yanlış yönlere harcanmasına yol açtı.
  • Taklitçi Zihniyet: İslam’ın yaratıcı ve yenilikçi ruhu yerini, geçmişin taklit edilmesine bıraktı.

Bu noktada Garaudy’nin İslam’a olan hayranlığı ve eleştirisi devreye giriyor. Ona göre, İslam medeniyeti ancak ruhuyla yeniden buluşursa ayağa kalkabilir. Bu da ibadeti, ahlaki ve toplumsal sorumlulukla bütünleştirmekle mümkün olur.

Çözüm: Dirilişin Anahtarı

Müslümanlar, yeniden bir medeniyet inşa etmek istiyorsa, önce zihinsel bir dirilişe ihtiyaç var. Namaz, bireyin Allah’la bağlantısını güçlendirirken, bu bağlantının toplumsal yaşama yansımaları da önemlidir. İbadet, insanı daha adil, daha üretken ve daha merhametli bir birey yapmalı.

Garaudy, İslam’ın modern dünyaya sunabileceği büyük bir medeniyet teklifi olduğuna inanıyordu. Ancak bunun gerçekleşmesi için, Müslümanların pasif bir dindarlığı terk ederek aktif bir sorumluluk bilincine ulaşmaları gerektiğini savunuyordu. Bu, namaz kılarken aynı zamanda toplumsal ve ekonomik adalet için mücadele etmek demektir.

Sonuç

Roger Garaudy’nin sözünü biraz genişletirsek, asıl mesele namazın değişmemesi değil, namazın ruhunun değişmesidir. Bugün Müslümanlar, namazı yeniden hayatın merkezine koymalı, fakat bu sefer sadece ritüel olarak değil, bir yaşam felsefesi olarak anlamalıdır. Bilimle, sanatla, adaletle ve üretimle desteklenmeyen bir ibadet, bireyin ve toplumun dirilişine yetmez. Müslümanların yeniden dirilişi, tıpkı Garaudy’nin ifade ettiği gibi, Allah’ın yolunda düşünmek, üretmek ve adalet için mücadele etmekle mümkün olacaktır.

Medeniyetler, sadece dualarla değil, duaların yaşama yansımasıyla yükselir. Müslümanlar, bu hakikati yeniden hatırladığında, tarihin seyrini bir kez daha değiştirebilir.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski