Hayat, her anı beklenmedik olaylarla dolu bir sahne. İnsanlar konuşur, eleştirir, yargılar; bazen de haksız yere suçlar. Birçoğumuz, bu sözlere ve olaylara anında, duygusal bir tepki vererek karşılık verme eğilimindeyiz. Ancak, sakin kalmayı başarmak ve olayları mantık çerçevesinde değerlendirmek, gerçek gücün ta kendisidir.
Bir düşünelim… Söylenen her şeye anında sinirlenip, üzüldüğümüzde kim kazanıyor? Kendi huzurumuz mu, yoksa bizi manipüle etmeye çalışanlar mı? Duygusal tepkilerle hareket ettiğimizde, başkalarının bizi kontrol etmesine izin vermiş oluruz. Öfke, korku ya da üzüntüyle verilen tepkiler, genellikle sonradan pişman olunacak kararlar doğurur. Oysa gerçek güç, olaylar karşısında arkaya yaslanıp, soğukkanlı bir şekilde durumu analiz edebilmektir.
Sakinlik Neden Büyük Bir Güçtür?
-
Zihni Açık Tutar
Sakin kalan bir zihin, olaylara objektif bakabilir. Duygusal tepki vermek yerine, gerçeği görmek ve ona göre hareket etmek mümkündür. -
İnsanların Üzerinizde Güç Kurmasını Engeller
Başkalarının sözleri ve davranışları sizi kontrol ediyorsa, onların kuklası haline gelirsiniz. Oysa siz, kendi duygularınızın ve tepkilerinizin efendisi olmalısınız. -
Sağduyulu Kararlar Almayı Sağlar
Öfkeyle hareket etmek, pişmanlık getirir. Ancak soğukkanlılık, en doğru kararları vermenize yardımcı olur. -
Karşınızdaki Kişiyi Şaşırtır ve Gücünüzü Gösterir
Birisi sizi kışkırttığında ya da provoke ettiğinde, sakin kaldığınızda onların planı bozulur. En büyük cevap, sessizlik ve mantıkla yaklaşmaktır.
Duygusal Tepkileri Kontrol Etmenin Yolları
- Nefes alın ve bekleyin: Öfkeli ya da üzgün olduğunuzda, hemen tepki vermek yerine birkaç saniye durun. Derin bir nefes almak bile sizi daha mantıklı düşünmeye yönlendirir.
- Kendinize şu soruyu sorun: "Bu olay gerçekten önemli mi? Beş yıl sonra hatırlayacak mıyım?" Çoğu zaman cevabınız "hayır" olacaktır.
- Empati kurun ama manipüle olmayın: Karşınızdakini anlamaya çalışın, ancak onların sizi duygusal olarak yönlendirmesine izin vermeyin.
- Sessizliğin gücünü keşfedin: Bazen en büyük tepki, hiç tepki vermemektir. Karşınızdaki kişi, duygusal bir patlama beklerken sizin sakin kalmanız, onu en çok etkileyen şey olacaktır.
Sonuç
Gerçek güç, öfkelenmek ya da üzülmek değildir. Gerçek güç, sakin kalıp, mantıklı kararlar verebilmektir. Kontrolü kaybetmek değil, kontrolü elinde tutmaktır. Hayat, size sunulan olaylar değil, onlara verdiğiniz tepkilerle şekillenir. Tepkilerinizin kölesi olmayın, kendi huzurunuzun efendisi olun.
Sakinliğin Gücü
Ali, küçük bir kasabada yaşayan, kendi halinde bir adamdı. Kendi halindeydi ama etrafındakiler onun bu sakinliğini çoğu zaman yanlış anlıyordu. İnsanlar ona "duygusuz" ya da "tepkisiz" derdi. Oysa Ali, sadece olayları büyük bir dikkatle gözlemler, gereksiz tepkiler vermek yerine akılcı çözümler üretirdi.
Bir gün kasabanın pazarında, Ali alışveriş yaparken yanına öfkeli bir adam yaklaştı. Bu adam, Hasan’dı. Kasabanın en gürültücü, en çabuk sinirlenen kişilerindendi.
"Ali! Dün kahvede söylediklerini duydum. Beni küçümsüyormuşsun, değil mi?" diye bağırdı.
Ali başını kaldırıp Hasan’a baktı. Etraflarındaki insanlar durup onları izlemeye başlamıştı. Hasan’ın sesi pazar yerinde yankılanıyordu. Ali ise gayet sakindi.
"Ben öyle bir şey söylemedim, Hasan. Ama sen öyle duyduysan, belki de öyle düşünmek istediğindendir," dedi.
Hasan daha da sinirlendi. "Demek şimdi de benim hayal gördüğümü söylüyorsun!" diye bağırdı. Yumruklarını sıkıyordu. Kalabalık, Ali’nin de sinirlenip bağırmasını bekliyordu. Ama Ali hiç tepki vermedi. Bir an Hasan’ın gözlerine baktı ve yavaşça gülümsedi.
"Hasan, neden bu kadar sinirlisin? Beni gerçekten dinlemek mi istiyorsun, yoksa sadece bağırmak mı istiyorsun?" diye sordu.
Bu beklenmedik soru, Hasan’ı afallattı. Etrafındaki insanlar da şaşkınlık içindeydi. Ali’nin ne bağırması ne de kavga etmesi Hasan’ın planına uymuyordu. O, bir çatışma istiyordu ama karşısındaki adam ona o fırsatı vermiyordu.
Hasan bir an durdu, sonra derin bir nefes aldı. Öfkesi yavaş yavaş yerini mahcubiyete bıraktı.
"Belki de gerçekten yanlış anlamışımdır," dedi Hasan, sesi bu kez daha sakindi. "Kahvede senin hakkında konuşan başkaları vardı. Onların sözlerini sana mal ettim."
Ali gülümsedi. "Önemli değil. Ama bir dahaki sefere, gerçekten emin olmadan öfkelenmemeyi dene. Öfke, insanın gözlerini kör eder."
O gün pazar yerinde herkes bir şey öğrendi. Kızgınlıkla hareket eden birinin karşısında sakin kalmak, onu daha çok etkilerdi. Ali, sadece birkaç cümleyle bir kavgayı başlamadan bitirmişti.
O günden sonra Hasan, her sinirlendiğinde Ali’yi hatırladı. Çünkü anladı ki, gerçek güç bağırmakta değil, sakin kalabilmekteydi.
Yorum Gönder