Hayat, bir anda avuçlarımızdan kayıp gidebilecek kadar kısa ve kırılgan

Hayat, bir anda avuçlarımızdan kayıp gidebilecek kadar kısa ve kırılgan. Ancak bu gerçeği her zaman hatırlamıyoruz. Sevdiklerimizi, sevdiğimiz şeyleri ve hatta hayatı bile, kalıcıymış gibi yaşıyoruz. Oysa her şeyin bir sonu var. Sevdiğimiz insanlar ölümlü, sevdiğimiz şeyler ise bize sadece bir süreliğine emanet. Bu gerçeği kendimize hatırlatmak, hem hayata hem de sevgiye daha derin bir anlam katabilir.

Sevdiğimiz İnsanlar: Ölümlülükle Barışmak

Sevdiğimiz bir insanın ölümlü olduğunu düşünmek, ilk anda içimizi burkabilir. Çünkü bu düşünce, kaybetme korkusunu beraberinde getirir. Ama aslında bu korkunun kendisi bile sevginin bir kanıtıdır. Kaybetmekten korktuğumuz şeyleri değerli buluruz.

Bir insanın ölümlü olduğunu bilmek, onun varlığını daha özel kılar. Sevdiğiniz kişiyle geçen her anın bir daha geri gelmeyeceğini bilmek, o anları daha anlamlı yaşamanıza neden olur. Sevginizi göstermek için yarını beklemezsiniz. Sarılmalarınızı daha sıkı, sözlerinizi daha sıcak, bakışlarınızı daha derin yaparsınız. Çünkü bilirsiniz ki, her şeyin bir sonu vardır.

Sahiplik Yanılgısı

Sevdiğimiz şeylerin bize ait olduğunu düşünmek, insan doğasının en büyük yanılgılarından biridir. Bir araba, bir ev, bir eşya ya da bir başarı… Bunlar bize aitmiş gibi görünse de aslında hayatta hiçbir şey tam anlamıyla bizim değildir. Her şey, hayatın bir armağanıdır.

Bir çiçek bahçesini düşünün. O çiçekler sizin bahçenizde büyüyebilir ama onları kontrol edemezsiniz. Rüzgar onları eğer, güneş onları besler, zaman ise soldurur. Aynı şekilde, sevdiğimiz şeyler de birer hediyedir. Sahip olmanın ötesinde, onlarla bir süreliğine hayatımızı paylaşırız.

Hediye Kavramını Benimsemek

Sevdiğimiz şeylerin bize hediye edildiğini kabul etmek, onlara daha büyük bir minnettarlıkla yaklaşmamızı sağlar. Minnettarlık, insanı kibirden ve sahiplik yanılgısından uzaklaştırır. “Bu bana ait” demek yerine, “Bu bana verilmiş bir lütuf” diyebildiğinizde, hayata bakışınız değişir. Bu farkındalık, kaybetme korkusunu da azaltır. Çünkü hediye edilen bir şeyin geri alınabileceğini bilirsiniz.

Son Söz: Sevgiyle Vedalaşmak

Sevdiğimiz her şey, bir gün bizden ayrılacak. Sevdiğimiz insanlar hayatımızdan çıkacak, sevdiğimiz şeyler elimizden kayıp gidecek. Ancak bu son, sevginin değerini azaltmaz; tam tersine artırır. Bir gün biteceğini bilmek, sevgiye daha sıkı tutunmamıza neden olur.

Kendimize şunu sık sık hatırlatalım: Sevdiğimiz insanlar ve şeyler, bize birer armağan olarak verildi. Onları sahiplenmek yerine, onlarla geçen zamanı bir lütuf olarak görmeli, her anı kıymet bilerek yaşamalıyız. Çünkü hayat, yalnızca verdiği hediyeler kadar anlamlıdır. Ve o hediyeler, kalıcı olmasalar da unutulmazdır.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski